Umre Hakkında Ayetler, Kur’an-ı Azimüşşan’da 2 ayrı yerde bulunmaktadır. Her iki ayette Bakara Suresine aittir. Umre (عمرة) lafzı Kur’an’da aynen geçmektedir.
Umre Hakkında İlk Ayet (2:158)
فَمَنْ حَجَّ الْبَيْتَ أَوِ اعْتَمَرَ فَلَا جُنَاحَ عَلَيْهِ أَنْ يَطَّوَّفَ بِهِمَا
Bu ayet mealen şöyledir.
Şüphesiz Safa ve Merve Allah’ın işaretlerindendir. Artık kim Beyt’i hacceder veya umre yaparsa, onların arasında yürümesinde kendisine bir vebal yoktur. Kim iyilik yapmaya gönüllü olursa, şüphesiz Allah şükredendir, bilendir.
Bu ayet Safa ve Merve’ye ilk kez gelen müslümanların sa’y etmekten kaçınmaları üzerine nüzul olmuştur. Çünkü cahiliye devrinde Safa ve Merve tepelerinde putlar vardı. Bu yüzden sa’y etmekten teberri eden müslümanlara Cenab-ı Hakk, burada gidip gelebileceklerini izin buyuruyordu. Sahabe-i Kiram’ın sa’y etme hakkında ki şekk ve şüpheleri izale edilmiş oldu. Ve aslında hacc ve umrenin usulü de müslümanlara talim edilmiş oldu.
Umre Hakkında İkinci Ayet (2:196)
وَأَتِمُّوا الْحَجَّ وَالْعُمْرَةَ لِلَّهِ ۚ فَإِنْ أُحْصِرْتُمْ فَمَا اسْتَيْسَرَ مِنَ الْ هَدْيِ ۖ وَلَا تَحْلِقُوا رُءُوسَكُمْ حَتَّىٰ يَبْلُغَ الْهَدْيُ مَحِلَّهُ ۚ فَمَنْ كَانَ مِ نْكُمْ مَرِيضًا أَوْ بِهِ أَذًى مِنْ رَأْسِهِ فَفِدْيَةٌ مِنْ صِيَامٍ أَوْ صَدَقَةٍ أَوْ نُسُكٍ ۚ فَإِذَا أَمِنْتُمْ فَمَنْ تَمَتَّعَ بِالْعُمْرَةِ إِلَى الْحَجِّ فَمَا اسْتَي ْسَرَ مِنَ الْهَدْيِ ۚ فَمَنْ لَمْ يَجِدْ فَصِيَامُ ثَلَاثَةِ أَيَّامٍ فِي الْحَجِّ وَسَبْعَةٍ إِذَا رَجَْتُمْ ۗ تِلْ كَ عَشَرَةٌ كَامِلَةٌ ۗ ذَٰلِكَ لِمَنْ لَمْ يَكُنْ أَهْلُهُ حَاضِرِي الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ ۚ وَاتَّقُوا اللَّهَ وَاعْلَمُوا أَنَّ اللَّهَ شَدِيدُ الْعِقَابِ
Bu ayette, mealen şöyle buyurulmaktadır.