Kabe’nin altında yatan peygamberler
İsmail AS
İsmail AS, Kabe’nin altında yatan peygamberler arasında gösterilir. Rivayetlere göre Kabe’nin eski resimlerinde Hatim’in içerisinde iki kabir tasvir edilmektedir. Bu iki kabir, Hz. İbrahim’in (AS) hanımı Hz. Hacer ve oğlu Hz. İsmail’in (AS) kabirleridir.
Kabe’nin kuzey istikametinde yani Altın Oluk tarafında yaklaşık 1.25 metre boyunda duvar vardır. Bu duvar yarım daire şeklindedir. İşte Hatim, bu duvarın adıdır.
Hicr-i İsmail bu duvarın iç kısmında ki alanın adıdır ki burası Kabe’nin dahili sayılmaktadır. İşte çizilen resimde ki bazı ibarelere göre Hacer ve İsmail’in AS kabirleri, bu Hicr-i İsmail’in altındaymış.
Mekke, Hz. İsmail ve Hz. Hacer’in hatıralarıyla doludur. Kabe’yi inşa etmek, Zemzem bulmak, Safa ve Merve arasında say etmek, Kurban hadisesi… Muhtemeldir ki Hz. İbrahim soyundan gelen nice peygamberin kabri; Kabe civarında, tavaf alanındadır..
Hud AS
Rivayetlere göre Kabe altında veya Kabe etrafında yatan nebiler Hz. İsmail ile de sınırlı değil. 70’e yakın peygamber, bu bölgede medfun imiş. Bunlardan bir diğeri’de Ad kavmine gönderilen Hud Peygamber.
Hud, anlatılanlara göre, kavmi helak olduktan sonra kendisine iman edenlerle beraber Mekke’ye varıp yerleşmiş. Ta ki vefat olana dek. Hz Hud, işe bu anlatılanlara göre Kabe ile Zemzem arasında ki Hicr’e (biraz önce anlattığımız Hatim altına yahut Hicr-i İsmail’e) defnedilmiş. Hakikaten de Hz Hud’un bu civarlara geldiği bilinmektedir. Nitekim Peygamber Efendimiz SAV, Mekke ve Medine yolu arasında Mekke’ye 80 km mesafede ki Usfan Vadisi’nden Hud AS’ın hac için geçtiğini şu şekilde tarif etmiş.
“–Ya Eba Bekr! Bu hangi vadidir?” diye sormuştu.
Hazret-i Ebu Bekir: “–Usfan vadisidir.” diye cevaplayınca
Peygamber Efendimiz; Hûd -aleyhisselam-’ın, beline aba bağlamış, belinden yukarısını alacalı bir kumaş ile bürümüş, genç ve kızıl, yuları hurma liflerinden örülmüş dişi bir deve üzerinde, hac için buradan telbiye ederek geçmiş olduğunu haber vermiştir.
(Ahmed bin Hanbel, Müsned, I, 232)
İşte bu rivayet Hud’un bu mübarek beldeye geldiğini kesinleştiriyor. Yine en doğrusunu Allah bilir.
Nuh AS
Hz. Nuh’un kabri hakkında kesin bir bilgi olmamasına rağmen çeşitli iddialar vardır. Kimilerine göre kabri Mekke şehrinde, Mescid-i Haram’da, Mültezem ile Makam-ı İbrahim arasında bulunmaktadır. Mültezem Kabe kapısıyla Hacer-ül Esved taşının arasında ki kısımdır. İşte burdan Makam-ı İbrahim’e doğru yürünen yerin bir kısmında defnedilmiş denilir. Yine tekrar edelim bu bilginin kuvvetli ispati olmadığından dolayı doğrusunu Allah bilir diyelim.
Salih AS
el-Maarif sahibi İbn-i Kuteybe’ye göre (sahife 14) [Kaynak – 3] Salih’de kavmi helak olduktan sonra Mekke’ye taşınan peygarlerdendir. Rivayete göre Hz Salih, kavmi helak olup, kendisine iman edip tabii olanlarla beraber Mekke’ye göç etmiş. Vefat edene değin burada idame-i hayat etmiştir. Hatta, kabrinin Kabe’nin batı istikametinde, Darünnedve ile Hicr-i İsmail arasında olduğu söylenir. Darünnedve Kabe’nin kuzeyine düşen yaklaşık 40 adımlık bir yerdeydi. Bugün böyle müstakil bir yapı yoktur. İşte bu noktadan Hicr-i İsmail’e doğru yüründüğünde Salih AS kabrine gelineceği söylenmiştir.
Şuayb AS
Şuayb’da Kabe nin altında yatan peygamberler arasında olduğu söylenir. Velhasıl, kavmi helak olduktan sonra ümmetiyle beraber Mekke’ye gitmiş, idame-i hayat ettikten sonra burada vefat etmiş. Bir iddiaya göre Altınoluk’un altında, diğer bir iddiaya göre Zemzem ile Hacer-ül Esved arasında olduğu söylenir. Bunu iddia edenlerden başka Kudüs’te, Urfa – Harran’da kabri bulunduğu da söylenir. Hatta Harran’da Fakat tüm bunlar ağızdan ağıza dolaşan kaynaksız bilgilerden ibarettir. Şuayb As’ın Mekke’ye gelmiş olması bile meçhuldür.
Kabe’de 70 Peygamberin Kabri Olması
İşte bu makalede, kabe’nin altında yatan peygamberler’den bahsettik. Ve en meşhur iddiaları seçerek bir takım mütalaalarda bulunduk. Fakat görüyoruz ki İsmail AS hariç (Hz. Hacer nebi değildir) sadece Mekke’ye geldiği bilinen Hud’dan başka hiçbirinin Mekke’ye geldiğine dair sahih bir nakledemiyoruz. Dolayısıyla “70 peygamberin kabri var” demek, sadece ağızdan ağıza geçen bir sözdür. Allahualem, ya vardır ya yoktur. Fakat iddia sahiplerinin bunlardan 5’ini bile delillendiremediği bir gerçektir. Burada düşünülmesi gereken neden bunlar anlatılmaktadır. Kabe-i Muazzama’nın şerefini yüceltmek mi, tazim etmek mi?
Zannediyoruz ki Efendimiz AS’ın Kabe hakkında ki tek duası, bu mekanın kudsiyeti hakkında yeterli ehemmiyeti veriyor. Bu tür ifadelerin menbaı muhtemelen eski tasavvuf ehillerinden gelmekte olup, sağlam bir zemine oturtmak zordur.
Neden 70?
Lisan-ı Arabi’de 7, 70, 77 700, 7000 vs. rakamlar, ekseriya kesreti ifade etmekte olup her zaman kesin sonuç ifade etmemektedir. Türkçe’de ki 1001 ifadesine benzemektedir. Yani 70 peygamberden kasıt, birçok peygamber kastedilmiş olabilir.
Mekke’de Kabri Bulunan Ehemmiyetli Zatlar Hakkında Detaylı Bilgi İçin Tarafımıza Ulaşabilirsiniz.
Hac Turları ve Umre Turları Hakkında Bilgi Almak için Bizi Arabilirsiniz. 0212 664 44 44
Kaynaklar